Çardak Hakkında
Denizli sınırları içerisinde 2015 yılı itibariyle 8906 nüfusa sahip olan Çardak ilçe merkezi, Büyük Menderes Vadisi’ni takip eden tarihî yol üzerinde bulunmaktadır. Günümüzde Çardak’ın batı ile olan ulaşımını Denizli-Aydın-İzmir karayolu, doğu ile olan ulaşımını ise Afyon-Isparta-Burdur karayolu sağlamaktadır. Çardak, Batı Toroslardaki göller bölgesine dahildir ve buranın coğrafî özelliklerini yansıtır.
Çardak, 1105 yılında Maymun dağı eteğinde Körin adıyla anılan Türkmen aşireti olarak kurulmuştur. Roma İmparatorluğu’nun yönetiminde kaldıktan sonra Çardak, 1207’de Anadolu Selçuklu Devleti’ne katılmıştır. Daha sonra da 1429 yılında Osmanlı Devleti’nin yönetimi altına girmiştir. Anadolu’da Mustafa Kemal (Atatürk) önderliğinde Millî Mücadele’nin başlamasından ve TBMM’nin açılmasından sonra Denizli 31 Mayıs 1920’te Aydın’dan ayrılarak bağımsız sancak haline getirilmiştir. Bu düzenlemede Çardak, Hanbat ovasındaki diğer yerleşim yerleriyle birlikte Afyon ili sınırları içerisinde ve Dinar ilçesine bağlı olarak kalmıştır. Ancak, Çardak resmî anlamda Afyon’a bağlı olmakla birlikte, coğrafî konumu, sosyal ve ekonomik ilişkileri nedeniyle yüzü hep Denizli’ye dönük olmuştur. Bu nedenle Çardak, iktidardaki Şükrü Saraçoğlu hûkümeti tarafından 12 Aralık 1944 tarihinde Denizli’ye bağlanmıştır. Çardak, etrafındaki köylerle birlikte Honaz Nahiyesi’ne bağlandıktan ve belli bir süre buraya bağlı kaldıktan sonra, Hanbat Ovası’ndaki yerleşim yerleri içerisinde merkezî konumda bulunan Bozkurt Nahiyesi’ne bağlanmıştır. Fakat, Çardak sahip olduğu özellikler nedeniyle giderek büyümüş ve 1 Nisan 1958 tarihinde ilçe haline gelmiştir.
Çardak ismi nereden geliyor ?
Çardak, ortaçağda halkın geçimini hayvancılıkla sağladığı küçük bir köy iken, Maymun dağı eteğindeki köy halkı, hayvanlarını güneş sıcağından korumak amacıyla; evlerin ön taraflarına veya yan taraflarına Çardak denilen gölgelikler yaparak önlem almaktaydı. Bu küçük Türkmen köyünün hemen güneyindeki kervan yolundan geçen diğer köylüler de, buraya “Çardaklı Köy” şeklinde sesleniyorlardı. Sonraları bu isim yerli Türkmen halkı tarafından da benimsendi. Sonradan köy ibaresi kaldırıldı ve Çardak olarak günümüze ulaştı.
İlçe Tarihi
İlçe tarihinin Frigyalılardan başladığı tarihçilerin eserlerinden anlaşılmaktadır.
“Seven Church” Yedi Kilise adlı eserde İran Hükümdarı (Serhas) Keleneyi terk ettiği vakit, Frigya şerhinden (Avana) adındaki bir kasaba yakınından ve tuz çıkarılan bir gölün yanından geçtiğini bahsetmektedir. Ünlü tarihçi Heredot’un da kitabında bahsettiği bu gölün “Acı göl” olduğu ve sözü edilen yerleşim biriminin de Çardak olduğu sanılmaktadır. İlçeye Frigyalılardan sonra Selçukllular egemen olmuştur. İlçede bunlar ve daha sonraki uygarlılara ait kalıntılar mevcuttur. Daha çok ticari ve askeri politika güden Selçuklular, büyük kervan yolu üzerinde Ahkan ve İlçedeki Han’i Âbâd gibi tarihi tarihi yapılar inşa etmişlerdir. Çardak HAN-Î ÂBÂD kervansarayı, ilçe merkezinin içerisinde kalmış durumdadır. Bu kervansaray da diğerleri gibi kervan yolu üzerinde kervanların konaklama yeri olarak yapılmıştır. Han’i Âbâd kervansarayının, tarih araştırmacılarına göre, Selçuklu Sultanı 1. Alaettin Keykubat zamanında 1299 yılında Esüddin tarafından yapıldığı yazılmakta ise de kervansaray kitabesinde “Bi Ribat (Han) Alaettin Keykubat günlerinde Başkumandan Ayaz tarafından 627 yılı Ramazanında yapıldığı” yazılmaktadır.
Çardak, Selçuklularzamanında bir uç kalasi olarak, Selçuklular’ın savunma merkezi olmuştur. Anadolu Beylikleri zamanında ise yöre, önce İnançoğulları’nın sonra da Germiyanoğulları’nın eline geçmiştir. Germiyanoğulları Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu topraklarına Sultan Beyazıt Han tarafından katılmıştır. Timur, Ankara Savaşı’ndan sonra yöreyi ele geçirmiş, askerlerinin bir kısmı ilçede bulunan kervansarayda birkaç yıl kalmışlardır. Timur’un tekrar doğuya çekilmesi ile yörede beylikler dönemi yeniden başlamış, fakat kısa sürmüştür. 1429 yılında tüm yöre Osmanlı İmparatorluğu’na katılarak Aydın Sancağı’na bağlanmıştır. İdari bölümün yeniden düzenlendiği Cumhuriyet döneminde küçük bir köy olan Çardak sırası ile önce Dinar ve sonra Honaz Bucağı’na bağlı kalmıştır. 1 Nisan 1958 yılında köy iken aynı tarihte ilçe olarak Denizli iline bağlanmıştır. İlçe topraklarının yüzölçümü 235,867 km²’dir. İlçe arazisi 4. zamana ait alüvyon tabakalarından meydana gelmiştir. Acı gölün kuzeybatı tarafları bu yapıdadır. Acı gölün kuzeyindeki Maymun dağı kısımları kalkerlerden meydana gelmiştir.
Çardak ilçe merkezinin denizden yüksekliği 850 metredir. İlçe merkezinin kuzeyinde bulunan Maymun dağı ise 1733 m yüksekliktedir. Acı gölün batısında bulunan Han abat (Han’i Âbâd) ovası, kuzeyinde Maymun dağı, güneyinde Söğüt dağları ile çevrilidir. Akarsu bulunmamaktadır. Çardak, Ege ile Akdeniz bölgeleri arasında kalmakta olup, iklimi karasal iklimdir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçmektedir. İlçe toprakları içerisinde Acı göl, Beylerli gölü ve Gölcük gölü adıyla bilinen üç adet göl vardır.
Çardak Havalimanı
Denizli şehir merkezine 65 km uzaklıkta olan havalimanı, DHMİ Genel Müdürlüğü ile Hava Kuvvetleri arasında yapılan “Askeri Meydanların Sivil Havacılık Hizmetleri İçin Kullanılması İle İlgili Protokol” gereğince 1991 yılında ilk olarak 250 m2 civarındaki prefabrik bir binada yolcu hizmetleri verilmeye başlanmıştır. Mevcut terminal alanın çok küçük olması ve yetersiz kalması nedeniyle 26 Ekim 1998 tarihinde başka bir Havalimanından transfer edilen 2000 m2 lik prefabrik terminal binasında hizmete devam edilmiştir. Bu arada Havalimanının dış hat trafiğine açılması nedeniyle Gümrük ve Pasaport mekânları düzenlenmiştir. Artan yolcu trafiği ve Havalimanının Gümrük Kapısı ilan edilmesi nedeniyle mevcut terminal binasının da yetersiz kalacağı düşünüldüğünden 1998 yılında pistin güney doğusunda 2.200.000 yolcu/yıl kapasiteli, 280.000 m2 alana oturan yeni bir terminal binası yapılması fizibilite çalışmaları yapılmış ve 2001 yılında temeli atılarak inşaatına başlanan yeni terminal binası 23 Nisan 2008 tarihinde hava trafiğine açılarak hizmet vermeye başlamış olup, anılan tarihten bu yana 18.739 m2 lik yeni terminal binasında, kaliteli ve temiz bir çalışma ortamı ve elit hizmet anlayışı ile havacılık faaliyeti kapsamında hizmet vermeye devam etmektedir.
Kuş Cenneti
Hem sulak alanda, hem de çevresindeki dağlarda üreyen angıt, yıl boyu büyük sayılarda görülür. 1993’te Acıgöl’de yaklaşık 150 yuvadan oluşan bir flamingo kolonisi belirlenmiştir. Bu kayıt Acıgöl’ü Türkiye’de flamingonun ürediği 5 yerden biri durumuna getirmişse de üremenin her yıl gerçekleşmediği düşünülmektedir. Alan aynı zamanda üreyen kılıçgaga, akça cılıbıt, mahmuzlu kızkuşu ve gülen sumru popülasyonlarıyla ÖKA statüsü kazanır. Acogöl çevresinde yaın bir zamana kadar büyük bir toy popülasyonu bulunmaktaydı. Gölüm kuzeydoğusundaki bir alana “Toygüden” adı verilmiş olması bu sebeple rastlantı değildir.